Geçen gün yoga yaparken, uzun zaman önce açtığım bloğumu hatırladım. Hepimizin aklının bir köşesinde muhakkak yer edinen ancak genellikle ön yargı ile yaklaştığımız bu gizemli Doğu geleneği son yıllarda nasıl oldu da tüm dünyaya yayıldı? Yoga gerçekten de işe yarıyor mu? Yoganın felsefesini basitçe anlamak mümkün mü? Yogaya başlamadan önce benim de aklıma bu gibi birçok soru takılmıştı. Bu sorulardan bazıları kimi zaman motivasyon kırıcı olabiliyor, evet. Fakat şimdi buradaysanız, bu yazıyı okuyorsanız, ilk adımı çoktan attınız demektir. Belki merak ettiğiniz soruların cevaplarını bulabilirsiniz ve denemeye değer diyerek hemen şimdi başlarsınız, kim bilir. Unutmayın ki, yoga ile tanışmamdan bu yana en çok karşılaştığım cümle şu oldu; "Yoga yapmanın en zor kısmı matı yere sermektir."
"Time dergisinde bildirildiğine göre, on beş milyondan fazla Amerikalı, yoganın herhangi bir türünü kondisyon programına katmış durumda." Evet, bu doğru. Eğer spor yapıyorsanız belki de farkında olmadan bazı yoga hareketlerini çoktan yapıyorsunuz demektir.
Bu yolculuk sırasında okuduğum ve duyduğum bazı şeylerin bana komik geldiğini kabul etmeliyim. Elbet sizin de anlam veremediğiniz ya da katılmadığınız kısımlar olacaktır ancak unutmayın ki yoga eski bir gelenek -5 bin yıldan bahsediyoruz ne de olsa- ve bu gelenek yıllar boyunca gelişerek ve değişerek günümüze ulaşmayı başarabilmiş.
Yoga Nedir?
Çok Eski Bir Sanat ve Bilim Dalı
Beden Zihin ve Ruhun Birleşmesi
"Zihnimizden her gün 45 bin ila 75 bin arasında düşünce geçer. Bu düşüncelerin ise hemen hemen 50 bini bir önceki gün aklımızdan geçenlerin aynısıdır. Yeni düşüncelerin oluşabilmesi için eski düşüncelerimizden arınıp yer açmazsak, karşılaştığımız olayları zihnimizde işlemden geçirmek, onlardan ders almak ve ilerleme kaydetmek zorlaşır." Bu cümleyi ilk okuduğumda şaşırmıştım. Ne yani bugün, dün düşündüklerimin 50 bin tanesini tekrar mı düşündüm? Sonra fark ettim ki her gün aynı şeylerden kaygı duyuyorum, her gün aynı şeylerden şikayet ediyorum, her gün aynı korkularla yaşıyorum. Ve evet, bunu fark edip önlem almazsak bütün o önemsiz günlük sıkıntılar, duygusal iniş çıkışlar ve sorumluluklar hepimizin tahmin edeceği üzere sonunda bizi daha önemli şeylerden alıkoyacak ve belki de hasta edecek. Yaşamımızı en çok neyin desteklediğini ve bizim için asıl önemli olanın ne olduğunu yoga ile anlayabiliriz. En azından denemeye değer...
Bir Dil
Şu cümleyi bilirsiniz; "Practice makes perfect". Sosyal medyada #transformation etiketi altında önceki halini ve şimdiki halini paylaşmış insanlar görmüşsünüzdür. İşte yogada da durum aynen böyledir. Bugün paschimottanasana (seated forward bend dediğimiz, otururken ileri uzanıp kapanma hareketi) sırasında kafanızı bacaklarınıza değdirememeniz bunu asla yapamayacağınız anlamına gelmez. Sadece kendinize zaman tanımanız gerekir. Tüm bunları yaparken her gün bir adım daha ileri giderek esnekliğinizi artırmayı denemelisiniz. Çünkü biliyorum ki vücudunuzu zorladığınız takdirde ertesi gün çekeceğiniz ağrı sizi matı yere sermekten rahatlıkla alıkoyacaktır. Hareketleri gücünüze ve esneklik kabiliyetinize göre modifiye etmeyi denemekten kaçınmayın.
Güçlü ve Bütünsel Bir Dönüşüm Aracı
Yoga duruşları, nefesin farkında olma durumu ve gevşeme teknikleri, doğal sezgisel zekanızla anlayışınızı geliştirir ve hareketli bir maymun gibi daldan dala atlayan zihninizin tek bir nokta üzerinde yoğunlaşmasına yardımcı olur. Zihin odaklandığında, sinir, dolaşım ve solunum sistemleri yavaşlar. Beden ve zihin gevşemeye başlar. Sakinleşir, daha net düşünebilir ve kendinizi bütünüyle merkezde ve sağlam bir temel üzerinde hissedersiniz.Bir temel üzerinde hissetmenin yalnızca soyut anlamda olmadığını düşünüyorum. Yoga hareketleri ile tanıştığınızda mat ile bağlantınızı koparmamanın ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. Bir süre sonra sandalyeye otururken, yolda yürürken, yatarken ya da yemek yaparken bile beden farkındalığınızın arttığını göreceksiniz.
Zaman geçtikçe zihin ve akıl tüm bedene yayılabilir; böylece aynı anda birkaç noktaya birden odaklanmaları mümkün olur. İşte buna da meditasyon diyoruz.
"Asana adıyla bilinen yoga duruşları, bedenle ilgili bütün sistemleri çok güçlü bir şekilde etkiler. Asanaların her biri, yaşamın gücünü, diğer bir deyişle prana adı verilen evrensel enerjiyi içeren nefesle ilişkilidir. Alınan her nefes, bedenin bütün hücrelerine prana ve oksijen taşır; verilen her nefesle birlikte toksin ve atıklar beden dışına atılır." Tamam bu kısım biraz ilginç, haklısınız. Materyalist bir insan olarak bunları söylemem belki garip kaçabilir ancak inandığınız şeyler ne olursa olsun tüm bunların bir anlamı var. Diyelim ki prananın varlığı hakkında şüphemiz var, hiç önemli değil çünkü hepsinin arkasında fizyolojik bir süreç yattığı konusunda hemfikiriz. Yani "Ne saçmalık..." diyerek sayfayı kapatmadan önce bir şans daha verin derim.
Bir Tedavi Aracı
Herkesin Yapabileceği Bir Şey
Eğlenceli Bir Şey
Yoganın ne olduğunu -ve ne olmadığını- öğrendiğimize göre bizim için önemli bir diğer soruya yanıt arayabiliriz; Yoga bana ne yarar sağlar ki?
Yoga Bana Nasıl Yarar Sağlayabilir?
- Yenilenen enerji,
- Zarif bir yaşlanma,
- Formda kalmak için güzel bir yol,
- Daha iyi bir dolaşım sistemi,
- Kronik rahatsızlıklardan ve stresten kurtulmak için bir fırsat,
- Gevşeme imkanı,
- İçsel doyum,
- Beden imgesi,
- Özsaygı,
- Daha iyi bir duruş,
- Kemik yoğunluğunuzda artış,
- Duygusal denge,
- Uyku kalitenizde iyileşme ve
- Daha iyi bir cinsel yaşam sağlar.
Peki nereden çıktı bu yoga diye soracak olursanız yazımın başında da belirttiğim gibi beş bin yıllık bir geçmişi olduğu biliniyor. Merak edenler için yeni başlığımızda kısaca bundan bahsedelim.
Yoganın Tarihçesi
Yoganın bundan beş bin yıl önce öğretmenden öğrenciye aktarılan sözlü bir gelenek olarak doğduğu düşünülmektedir. 1920'lerde arkeologların, günümüzde Hindistan'ın bulunduğu yerdeki eski ve büyük bir uygarlık olan Indus uygarlığını keşfetmeleri, yoganın başlangıç dönemlerini tarihlendirmede yardımcı olmuştur. Elde edilen bazı kalıntılarda, sabun taşından yapılma mühürlerin üzerine kazınmış yoga figürleri bulunmaktaydı.Örneğin; hepimizin sıkça duyduğu bir Sanskritçe kelime olan Namaste bir selam verme şeklidir. “Benim içimdeki öz, senin içindeki özü onurlandırır” olarak tercüme edilebilir.
NamasteYoganın Dört Dönemi |
Yoganın tarihi birbirini izleyen dört dönem altında gruplandırılabilir;
Gelelim bu yazımda değinmek istediğim son kısma: Yoga Felsefesi. Başlarken de sormuştuk; Yoganın felsefesini anlayabilir miyiz? Bob Marley Faruk'un da dediği gibi; "Neymiş bu işin felsefesi?" Get up, stand up, don't give up the fight! Bu kadar basit değil tabii ama alakası da yok değil. Gora'ya bir atıf yapmak istedim. Hep yapmak istemişimdir bee...
Şimdi belki bunu bilmesek olmuyor mu diye düşünebilirsiniz ancak ben önemli bir detay olduğuna inanıyorum. Herhangi bir konuda ne zaman bir şeyler yapmak istesem önce o konunun temellerini araştırdım, mantığını kavramaya çalıştım, neden ve nasıl diye sordum kendime. Bu her zaman mantıksal bir çerçevede büyük resmi görmenizi sağlar. Örneğin ders çalışırken bunu yaptığımda bir şeyleri ezbere yapmaktan ziyade öğrenerek yapmanın ne kadar kolay ve doğru olduğunu fark ettim. Evet bazen ertesi günkü sınavda işime yaramayacak şeyleri merak edip saatlerce kitap karıştırdığım ve ders notunda hiç ilerleyemediğim oldu AMA asla pişman olmadım. O yüzden kaçış yok:
Yoga felsefesi, son beş bin yıl içinde ve sayısız kuşak boyunca öğretmenden öğrenciye aktarılan, yaşayan ve nefes alan bir organizmaya benzer. Bilge Patanjali, temel ilke ve öğretilerini toplayıp sistemleştirdiği yoga felsefesini Yoga Sutra adı verilen metni oluşturacak şekilde bir araya getirmiştir.
Her yoga dalı, bireyin kişiliğine ve öğrenme stiline göre kendi yolunu seçebileceği belirgin yaklaşımları içerir. Seçilen yolların her biri, dönüşüm niteliğine sahip gelişime uzanır. Kişi bir ya da daha fazla yol seçebilir. Yollar birbirini dışlamaz.
Yoga Sutra'da, yoga durumuna başarıyla ulaşmak için üç ana yoldan söz edilir:
Sürekli kollar, yollar, alt dallar diye bir şeyleri böldük farkındayım. Ama az kaldı, önemli bir bölüme geçiyoruz. Buraya kadar geldiysek çoğu gitti azı kaldı demektir.
- Vedik Yoga
- Klasik Dönem Öncesi Yoga
- Klasik Yoga
- Klasik Dönem Sonrası Yoga
Gelelim bu yazımda değinmek istediğim son kısma: Yoga Felsefesi. Başlarken de sormuştuk; Yoganın felsefesini anlayabilir miyiz? Bob Marley Faruk'un da dediği gibi; "Neymiş bu işin felsefesi?" Get up, stand up, don't give up the fight! Bu kadar basit değil tabii ama alakası da yok değil. Gora'ya bir atıf yapmak istedim. Hep yapmak istemişimdir bee...
Şimdi belki bunu bilmesek olmuyor mu diye düşünebilirsiniz ancak ben önemli bir detay olduğuna inanıyorum. Herhangi bir konuda ne zaman bir şeyler yapmak istesem önce o konunun temellerini araştırdım, mantığını kavramaya çalıştım, neden ve nasıl diye sordum kendime. Bu her zaman mantıksal bir çerçevede büyük resmi görmenizi sağlar. Örneğin ders çalışırken bunu yaptığımda bir şeyleri ezbere yapmaktan ziyade öğrenerek yapmanın ne kadar kolay ve doğru olduğunu fark ettim. Evet bazen ertesi günkü sınavda işime yaramayacak şeyleri merak edip saatlerce kitap karıştırdığım ve ders notunda hiç ilerleyemediğim oldu AMA asla pişman olmadım. O yüzden kaçış yok:
Yoga Felsefesi
Yoganın Altı Dalı
- Raja Yoga
- Karma Yoga
- Bhakti Yoga
- Jnana Yoga
- Hatha Yoga
- Tantra Yoga
Tüm bu dalları tek tek açıklamak yerine bizim için daha önemli olduğunu düşündüğüm Hatha Yoga hakkında şunu söyleyebilirim; bedensel yoga yoludur. Fiziksel duruşlar, nefes alma teknikleri, derin gevşeme ve meditasyona dayanır. Bazı kaynaklarda Raja Yoga'nın bir kolu olarak da geçer.
Yoga Durumuna Nasıl Ulaşılır?
- Tapas (Isıtmak, temizlemek, beden duruşları, kendini tanıma, tam olma, kişisel bütünlük arzusu...)
- Svadhyaya (Kendini inceleme, düşünce, davranış ve tepki gözlemi...)
- Ishvara pranidhara (Tanrı aşkı, teslim olma, içten bağlılık...)
Yoganın Sekiz Kolu
Patanjali yoga egzersizlerinin, birlikte ele alındıklarında tek bir yoga oluşturan farklı yönlerini tanımlamak için kol sözcüğünü kullanır. Sekiz katlı bu yolun amacı zihni, bedeni ve ruhu birbiriyle uyumlu hale getirmeye yarayan ve kişisel gelişim için kullanılabilecek kullanışlı bir rehber olmaktır. Kolların her biri aynı anda ya da farklı zamanlarda gelişebilir.
- Yamalar (Kendiniz dışındaki varlıklara ve evrensel yasalara karşı benimsediğiniz tutumlar.)
- Niyamalar (Kendinizle ve kişisel gözlemlerinizle ilgili tutumunuz.)
- Asanalar (Bedensel duruşlar.)
- Pranayama (Nefesin düzenlenmesi ve kontrolü.)
- Pratyahara (Duyuların geri çekilmesi.)
- Dharana (Konsantrasyon.)
- Dhyana (Meditasyon.)
- Samadhi (Kendini gerçekleştirme ve aydınlanma.)
Bu kollar aşağıdan yukarı doğru tırmanılması gereken bir merdivenin birbirini izleyen basamakları değildir. Bütün kollar aynı varış noktasına, yani samadhi'ye çıkar.
The Eight Limbs |
"Patanjali'ye göre, hastalık, zihnin durgunluğu, şüpheler, sağgörü eksikliği, aşırı düşkünlük, kişinin kendi ruhsal durumu konusundaki yanılsama, sebat eksikliği ve gerileme dikkatimizi dağıtarak bizi yogadan uzaklaştıran dokuz belirtidir."
Tüm bu sekiz kolun çok daha önemli detayları ve alt dalları var ve inanın asıl kısım orada başlıyor. Belki bir başka yazıda bu konuya değinebilir ve yoganın hiç beklemediğimiz kadar şaşırtıcı dünyasına daha büyük bir adım atabiliriz. Yukarıda gördüğünüz tüm kollar bedensel ve zihinsel temizlikten tutun da bilinçli beslenmeye kadar detaylı adımlar içeriyor. Her birini incelediğimde Farkındalık dediğimiz bilişsel terapi ile ne kadar çok ortak noktası olduğunu fark ettim. Konudan sapmamak adına burada detayına girmeyeceğim ancak kısa bir araştırma yaparsanız günümüzde bu terapinin psikiyatride çok önemli bir yeri olduğunu görürsünüz. Belki yoga ile farkındalığı sentezleyerek günlük hayatın stresinden kaçmak mümkündür, neden olmasın?
Buraya kadar okuduysanız sabrınız ve kararlılığınız için teşekkür ederim. Ama öncelikle siz kendinize teşekkür edin, çünkü bu yazıyı okumanız bana yalnızca +1 okunma sayısı olarak yansırken size farklı bir pencere aralamış olabilir.
References: Everything Yoga Book (Everything Series) Paperback – May 1, 2002 by