Mar 7, 2016

Nasıl Çeviri Yapmalıyım? Çeviri Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyim?

İngilizce-Türkçe çeviri yaparken uygulamanızın size artı puan katacağı ilkeler bu başlık altında toplandı!


Herkese merhaba! 

   Hepimiz, özellikle de üniversiteye atıldıktan sonra, yabancı dilin ne kadar gerekli ve önemli olduğunu bir kez daha farkına varıyoruz. Günümüzde, meslek hayatımızda iyi bir yerlere gelmek istiyorsak, bu konunun ciddiyetini yadsıyamayız. Bununla ilgili çok fazla şey söylenebilir ancak başlıktan sapmadan asıl noktaya gelelim. Çeviri sanatı. 

   Henüz bu konuda yeterince bilgiye sahip olmadığım, kendimi eksik hissettiğim zamanlarda araştırdığımı hatırlıyorum; "Çeviri yaparken nelere dikkat edilmeli?" Sonra aklıma bir fikir geldi ve çeviri hakkında önemli bulduğum noktaları maddeler halinde sıralamanın yararlı olacağını düşündüm. Ve işte, bu yazımda da sizlere çeviri yaparken dikkat etmenizin size kolaylık kazandıracağı o maddelere değineceğim.



  • Metnin tamamını okumadan çeviriye başlamayın!

   Evet, ilk dikkat etmemiz gereken nokta bu. Sakın ama sakın "İlk cümleden başlayayım, nasılsa çevirirken okumuş olurum." gibi bir fikre kapılmayın. Bu fikir hatalara sebep olacaktır. Öncelikle metni okumalı, içeriğini, dilini ve hangi zaman diliminde gerçekleştiğini anlamanız gerekir. 
   
   Metni doğru 'timeline' a oturtmak çok önemlidir çünkü İngilizce net bir dildir ve İngilizce'deki bazı tense'leri tam olarak karşılayan bir Türkçe zaman kipi olmayabilir. (The Present Perfect Tense, The Future Perfect Tense gibi...)  Bu hususta çevirinizin doğru olması için cümlenin tam olarak hangi zaman dilimini kapsadığını anlamak çok önemlidir.

   Metnin dilini ve içeriğini anlamanın önemi ise bir kelimeyi hangi Türkçe karşılığa çevireceğimizi bilmekten geçer. Bir örnek verecek olursak; light kelimesi kullanıldığı yere göre aydınlık, ışık, açık (renk), lamba ve daha birçok anlama gelebilmektedir. Bunun gibi pek çok kelime örneği verebiliriz.



  • Cümlenin ögelerini doğru tespit edin!

   Bir İngilizce cümlede, genellikle ilk gördüğümüz fiile kadarki kısım bizim öznemizdir. Haliyle özneden hemen sonra fiili görürüz ve ardından diğer ögeler gelir. Çok uzun ve gözümüzü korkutan cümleleri çevirmek aslında bu kadar kolaydır. "ÖZNE - YÜKLEM - DİĞER ÖGELER"

   Bir cümlede yüklem tense'i taşır ve yardımcı fiilden sonra gelir, bu da unutulmaması gereken bir noktadır.


  • Türkçe düşünmeyin, İngilizce düşünün!
   Hepimizin bu zamana kadar muhakkak duyduğu o klişe söze geldi sıra. İngilizce düşünün. Neden bunu söylediler bize hep? Çünkü bu önemli bir detay. Bire bir çeviri yapmak doğru bir davranış değildir. Bir İngilizce cümlede gördüğümüz her kelimeyi Türkçe'ye yansıtamayız, bazen eksik bazen de fazla olur. Önemli olan "Ben olsam bunu nasıl söylerdim?" diyebilmektir. İşte, İngilizce düşünmek bu anlama gelir.

   Bu noktada size en çok yardımcı olacak şeyler; İngilizce - İngilizce bir sözlük, eş ve zıt anlamlılar sözlüğü -yani thesaurus- , deyim ve atasözlerini görebileceğiniz bir kaynak ve doğru kelimeyi seçebileceğiniz bir kaynak daha. 


  • Bağlaçlara dikkat!
   İngilizce çok çeşitli bağlaçlara sahip bir dildir ve genellikle bu sebepten ötürü özellikle bilimsel metinlerde cümleler oldukça uzun olur ve gözümüzü korkuturlar. Bu konuda endişelenmeyin, çünkü çeviri yapmaya ve bağlaçları tanımaya başladıkça hangi kelimenin-kelime öbeğinin nereye konulacağına daha hızlı karar vermeye başlıyorsunuz. Kısacası bağlaçları öğrenmeye çalışın, hatta gördüğünüz her bağlacı kenara not edin ve ezberlemeyi deneyin.


  • Ara sözler ve noktalama işaretleri gözden kaçmasın!
   Doğru bir çeviri yapmak için ara sözleri iyi tespit etmek gerekir. Bu ara sözler genelde özneyi tanımlayan söz öbekleri olabilir. Bunları doğru yere yerleştirmek ve doğru okuma sağlamak için noktalama işaretlerini gerektiği yerde kullanmak çok önemlidir.


  • Zihninizi yormayın, moralinizi bozmayın!
   Metin çevirisi yapmak çok da kolay değildir. Sadece dili bilmek yetmez. Aynı zamanda yorumunuzu ve tecrübenizi katmanız gereken bir iştir. Bu nedenle, bilmediğiniz kelimelerle karşılaştığınızda, işin içinden çıkamayıp aynı cümleye dakikalarca baktığınızda ve yorgun hissettiğinizde canınızı sıkmayın. Kısa bir süre başka bir işle meşgul olmayı deneyin ve ne yaptıysanız yine olmadıysa çevrenizdekilerden yardım istemekten çekinmeyin.


  • Özel isimlere dikkat edin!
   Özellikle bilimsel bir makale çevirisi sırasında, dergi, gazete, üniversite adı gibi birçok özel isime rastlarız. Bu özel isimleri Türkçe'ye çevirip direkt olarak yazmaya çalışmamalısınız. Dilerseniz, örneğin bir derginin isminin Türkçe'sini parantez içinde belirtebilirsiniz. Bu şekilde bir çeviri daha doğru olur.


  • Kontrol önemlidir!
   Çevirinizi bitirdikten sonra mutlaka iki-üç defa okuyun. Gözünüzden kaçan noktaları veya metnin akışına uymayan kısımları böylelikle fark edebilirsiniz. Bu husus zaten sadece çevirilerde değil; yazdığınız her yazıda işinize yarayacaktır. Ayrıca imla denetimini açarak yazım hatasını sıfıra indirgemeniz de daha çok ciddiye alınmanıza katkı sağlayacaktır.


   Bunlar benim kendimce dikkat ettiğim ve paylaşma gereği duyduğum bilgilerdi, eğer sizin de bu konuda fikirleriniz varsa yorumlarınızı bırakarak bilgi akışına katkı sağlayabilirsiniz. Teşekkür ederim, başarılar dilerim!

Mar 6, 2016

“Sosyal Medya Uykusuzluğu” Yeni Bir Hastalık mı Doğuyor?

“Sosyal Medya Uykusuzluğu” Hastalık Olma Yolunda

Ne zaman doktora gitsek benzer sorularla karşılaşırız: Neremiz ağrıyor, ne zaman başladı, içki sigara kullanıyor muyuz, kullandığımız ilaç var mı, işimiz yoğun fiziksel aktiviteye veya strese sebep oluyor mu ve buna benzer şeyler. Ama yakında doktorunuzun size “sosyal medyada çok vakit geçiriyor musunuz?” diye sormasına da hazır olun. Pittsburgh Üniversitesi’nin 19-32 yaş arasında, uykusuzluk sorunu olan 1788 hasta üzerinde yaptığı araştırma, sosyal medya kullanımındaki yoğunlukla uyku kalitesi arasında açık bir ilişki olduğunu ortaya koymuş. Sonuç? Araştırmaya konu edilen kesimde yüzde 30 oranında uykusuzluk sorunu var. Gününün büyük bölümünü Facebook, YouTube, Instagram, Snapchat gibi ortamlarda geçiren ve bu mecraları sıkça kontrol etmekten kendini alamayanlar ise uyku kalitesinde en aşağı sırada yer alıyor. Peki sebep ne olabilir? Cihazların ekranından yansıyan mavi ışığın uyku düzenini bozması sebeplerden biri olabilir. Ama uzmanlar bunun ötesinde yapılan veya görüntülenen paylaşımların duygu ve düşünceler üzerindeki etkilerinin de uyku düzenine etki edebileceğine ve bunların etraflıca araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Araştırmaya dair detaylı bilgiyi eurekalert.org/pub_releases/2016-01/uops-smu012516.php adresinde bulabilirsiniz.



TÜBİTAK - Bilim ve Teknik Dergisi / Mart 2016 Sayı: 580 Sayfa: 12